ABD Senatosu’nda stabil kripto paraların (stablecoin) düzenlenmesine ilişkin tartışmalar resmen başlarken, senatörlerin kripto paralara ve ilgili şirketlere yaptığı yatırımlar da dikkat çekmeye başladı. 19 Mayıs’ta Senato, stabil kripto paralara yönelik düzenleyici çerçeveyi içeren ‘GENIUS Yasası’nın tartışma oturumunu sonlandırarak konuyu genel kurul gündemine alma kararı aldı. Oylamada yasa tasarısı 66’ya 32 oyla onaylanırken, 16 Demokrat senatör tasarı lehine oy kullandı.
Ancak Demokrat Parti içinden bazı isimler, senatörlerin kripto para şirketlerine yaptığı yatırımlar nedeniyle oluşabilecek çıkar çatışmalarına dikkat çekerek daha temkinli bir tavır benimsiyor. Tartışmalar devam ederken, Colorado Senatörü Michael Bennet tarafından sunulan yeni ‘STABLE GENIUS Yasası’ gündeme başka bir boyut ekledi. Bu yasa, Kongre üyelerinin görev süresi boyunca dijital varlıklara yatırım yapmasını veya yeni dijital varlık ihraç etmesini yasaklarken, mevcut kripto varlıkların bağımsız bir kör tröste (blind trust) devredilmesini zorunlu kılıyor.
Şu ana kadar Kongre üyelerinin yatırımlarını kısıtlayan tasarılar somut bir ilerleme kaydedemedi. Ancak mevcut yasal düzenlemelere göre, senatörler kendilerinin, eşlerinin ve çocuklarının yatırım bilgilerini belirli sınırlar dahilinde kamuya açıklamak zorunda. Son yayımlanan belgelerde, en az 11 senatörün kripto para sektöründeki şirketlere doğrudan yatırım yaptığı ortaya çıktı.
Bu isimlerden biri olan Montana Senatörü Tim Sheehy, 2024 seçiminde ilk kez seçilerek Senato’ya giren yeni bir Cumhuriyetçi isim. Seçim kampanyası süresince Demokrat aday ve eski senatör Jon Tester’a karşı kendini farklılaştıran Sheehy, “Kripto paralar finansın ve internetin geleceğidir. ABD’de binlerce işe kaynak olacak kilit bir sektördür” açıklamasında bulunmuştu. Sheehy, göreve başlamadan önce de dijital varlıkların ülke ekonomisine olan ‘pozitif etkisini’ sık sık vurgulamıştı.
Senato içinde kripto paralara doğrudan yatırım yapan isimlerin artması, stabil kripto para yasaları ve dijital varlık politikalarının ilerleyen dönemlerde şekillendirilmesi sürecinde ‘şeffaflık’ ve ‘tarafsızlık’ taleplerinin daha da güçleneceğini gösteriyor.
Yorum 0